Kerem Çetinel ile ODTÜ Makine Mühendisliği’nden Sahne Tasarımına uzanan yolculuğuna ve Kanada’daki Işık Tasarımı eğitiminin hayatına kattıklarına dair pek çok konuda hoş bir söyleşi gerçekleştirdik. Kendisine bu keyifli söyleşi için çok teşekkür ediyoruz.
Kerem Çetinel’e yönettiğimiz sorular şunlardı:
- İlk olarak ODTÜ’de okuduğunuz yılları hatırlatsam ve nasıl bir dönüm noktası yaşadınız da yolculuğunuz dekor ve ışık tasarımına evrildi diye sorsam neler anlatırsınız?
- Kanada’da ışık tasarımı üzerine aldığınız yüksek lisans eğitimin ardından pek çok farklı sahnede öğrendiklerinizi hayata geçirdiniz ve elbette ki sanatın evrenselliği yadsınamaz fakat yurtdışında edindikleriniz Türkiye’de tasarım yapma sürecine nasıl yansıdı diye sorsam -kolaylaştırıcı ve/veya zorlaştırıcı olması bakımından-
- Sahne tasarımı başlığı altında öncelikle ışık tasarımcısı kimliğinizi biraz detaylandıralım isterim çünkü aslında sahneyi aydınlatmaktan çok daha fazlasını yapıyorsunuz; tam da bu noktada metnin masa başı çalışmasından itibaren prömiyere kadar uzanan o yaratım sürecinde ışık tasarımcısı neler yapar biraz bu yolculuğu konuşabiliriz?
- Tiyatro paydasında sohbet ettiğimiz pek çok insanın da vurguladığı gibi tiyatro kolektif bir emeğin ürünü; fakat özellikle yazar, yönetmen ve sahne tasarımcısı arasındaki iletişimde pek çok konuda karar verici olan metnin bizzat kendisi midir-ki bu noktada parantez içi bilgilerini hatırlatabiliriz dinleyicilerimize- yoksa mekânsal koşullar dahilinde yönetmen mi bu çizgileri belirler diye sormak isterim. Açıkçası bu sahnelenme sürecinde ne ölçüde özgür olabildiğinizi merak ediyorum.
- Geçmişten günümüze tasarımında imzanız olan pek çok eser var ve hepsi de oldukça ses getiren ve belleklerden silinmeyen ödüllerle taçlandırılan işler; peki sizin bir oyuna karar vermeden önce kıstaslarınız var mıdır; ya da özellikle daha okurken bunu sahnede şu şekilde görünür kılmalıyım dediğiniz sahnelenmesini arzu ettiğiniz eserler diye sorabilirim.
- Tek bir oyun özelinde değil ama genel olarak profesyonel hayatınızdaki pek çok oyunda hem sahne hem ışık tasarımı sorumluluğu alıyorsunuz bu noktada bu iki alanın bütünleyici rolünü konuşabiliriz; ya da farklı perspektiflerin katkısını da dile getirebiliriz. (Yakın geçmişten Ankara izleyicisinin de büyük ilgi gösterdiği Anna Karanina oyununu hatırlarsak oradaki hem dans-müzik hem ışık ve dekor tasarımı metnin bütününe o kadar hizmet ediyordu ki bütünlük mü farklılık mı bunu yaratan sizce?)
- Hem ödenekli kurumlarla hem de görece küçük ölçekli özel kurumlarla çalışmış bir tasarımcı olarak sizce sınırsız imkânlarla gelen dev prodüksiyonlar mı, kısıtlı bütçeyle meydana getirilen yaratıcılık harikaları mı diye sorsam…
- Son olarak bizim yayın adımız da olan dördüncü duvar kavramına sahne tasarımcısı kimliğinizle nasıl baktığınızı sormak isterim.
Keyifli dinlemeler
07 Ocak 2022 | tiyatro.co