Dr. Jekyll & Bay Hyde: “No One Knows Who I Am”

Dr. Jekyll ile Bay Hyde, İskoçyalı yazar Robert Lois Stevenson’ın 1886 yılında yayımladığı kısa romanından uyarlanıp günümüzde Ankara Devlet Tiyatroları tarafından sahneye konulan trajedi & dram türünde bir oyun. 1800’lerde İngiltere’de geçen oyun, toplum içinde saygın bir yeri olan bilim insanı Dr. Henry Jekyll’ın bir deney yapmaya karar vermesi ve bununla birlikte gelişen beklenmedik olayları konu alıyor. 15 Ekim’de prömiyer yapan oyunu izlemem ne yazık ki epey geç oldu, kısa bir süre önce izleyebildim. Bu süreç içinde oyunla ilgili izleyenlerden fazlaca şey duymuş olmama rağmen(spoiler vermek yasaklansın!) oyuna dair merakım azalmadı ve oyunun yönetmeni, aynı zamanda hocam olan sevgili Ünsal Coşar’ın nazik davetiyle kendimi Cüneyt Gökçer Sahnesi’nde buldum. Kendisine teşekkürü borç bilirim.

Çayyolu Cüneyt Gökçer Sahnesi isminden de anlaşılacağı üzere Çayyolu’nda yer almasını beklediğimiz ancak Koru’da bulunan bir sahne ve eğer buna dair ön bilgiye sahip değilseniz oyun öncesi işiniz zorlaşabilir. Arabayla gitme opsiyonunuzun olması şart çünkü Ankara’nın en uzak mesafelerinden biri. Sahneye girdiğinizde güler yüzle karşılayan ve koltuklara yerleşip rahat olduğumdan emin olana kadar yardımcı olmaya çalışan görevliler sayesinde yolun yoruculuğu bir nebze azaldı.

Yazar Robert Lois Stevenson’ın gördüğü kâbus üzerine yazdığı bir hikâye Dr. Jekyll ile Bay Hyde ve oyun başladığı andan itibaren yaratılan o büyülü atmosferin içinde “Bu bir rüya mı yoksa gerçek mi?” sorgulamasını yaşatıyor insana. Yer yer kâbus olduğunu düşündürüp boğuyor, yer yer rüya olduğuna inandırıp ferahlatıyor. 1800’ler İngiltere’sinde geçtiğini bildiğimiz hikâyenin günümüzde de en çok okunan eserlerden biri olarak kabul görmesi pek az yazara nasip olan bir durum. Bu zamansızlık hissi oyunda sıkça karşımıza çıkıyor. Dekorlardan tutun kostümlere kadar her şey 1800’leri çağrıştırsa da ansızın sahneden gelen bir replik oyunun hikâyesinin günümüzle ne kadar benzer özellikler taşıdığını düşündürüyor. Yazar iyi ve kötünün aynı bedende var olduğunu bize anlatmak istiyor. Yarattığı Dr. Jekyll ve onun içinde bulunan Bay Hyde karakterleri iyiliğin ve kötülüğün birer temsilcisi. Dr. Jekyll mesleği gereği büyük bir saygınlığa sahip ve kendisinden toplum kurallarına uyum sağlayıp bunun aksi tavır ve davranışlarda bulunmaması bekleniyor. Ancak Bay Hyde tam tersi kötülüğün ve kötülük yapmanın ne denli cazip olduğunu gösteriyor. Dr. Jekyll bir deneyle kendi yarattığı Bay Hyde’a dönüşmemek için çokça çabalıyor, başlarda bu durumla başa çıkmak daha kolayken oyun ilerledikçe Dr. Jekyll’ın ne kadar zorlandığını görüyoruz. Dr. Jekyll, Bay Hyde’ı görmezden gelmeye çalıştıkça Bay Hyde’ın acımasızlığı, vurdumduymazlığı o kadar artıyor. Bay Hyde’ın kötülükle harmanlanarak sergilediği alaycı tavrı Dr. Jekyll’a sık sık sinir krizi geçirtiyor.

Sahnede Hyde rolünde üç kişi vardı ve bu durum izlerken zorladı ancak her birinin sergilediği tavır farklıydı Dr. Jekyll’a karşı, bu açıdan eğlenceli oldu. Bay Hyde rolünde Sibel Günday, Barbaros Efe Türkay, Kıvanç Bozkır’ın tek bir kişiyi canlandırıp, rol gereği sürekli devinimde olmalarına rağmen birbirleriyle uyumları başarılıydı. Uyumlu olduğunu düşündüğüm bir konu da kostümler ve dekordu. 1800’lerin İngiltere’sini sahnede A’dan Z’ye hissettim. Oyunlarda anlatılan dönemi yansıtmak için dekor ve kostüm seçimi oldukça önemli. Seçimler kusursuza yakındı, oyuncuların tavır ve davranışları da dönemi anlatır nitelikteydi. Sahne geçişlerinde kullanılan kırmızı kapı İngiltere’yi simgeleyen önemli bir ayrıntıydı ve tabii birçok anlamı var oyun içinde, bunları bulmayı izleyecek olanlara bırakıyorum. Dr. Henry Jekyll ve avukatı Gabriel Utterson’ın dostluğu çok güzel yansıtıldı oyunda, iki oyuncu da başarılıydı. Ayrıca belirtmek isterim ki Gökhan Kutum çok çok iyiydi, Jekyll onunla bütünleşti resmen. O nasıl bir Dr. Henry Jekyll olmaktır sayın Kutum? Kısacık rolü olmasına rağmen cinayet karmaşasının görgü tanığı olan oyuncu da akılda kalıcıydı replikleriyle. Yalnız benim izlediğim sahnenin akustiğinden kaynaklı olabilir bazen oyuncuların ne dediğini anlamakta zorlandım.

Dr. Jekyll ile Bay Hyde bu sezon mutlaka izlemeniz gereken bir oyun. Dilerim daha nice sezon aramızda olur ve hikâyelerini anlatırlar. Jekyll & Hyde “No One Knows Who I Am” şarkısı eşliğinde yazımı bitiriyorum, umarım siz de dinlersiniz okurken. Sevgiler…

*Kapak görseli Anadolu Ajansı’ndan alınmıştır.