Sokaklardan Sahnelere: Noel Karnavalları ve Tiyatronun Tarihsel Yolculuğu
Yüzyıllar boyunca Noel, sadece kutlama zamanı değil aynı zamanda da sokak tiyatroları ve canlı karnavalların da zamanı olmuştur. Kökleri tarihin derinliklerine uzanan bu gösteriler aynı zamanda toplumları neşe ve sevgi yoluyla bir araya getirerek mevsimin ruhunu taşımıştır.
Tiyatro, yapısı gereği oluştuğu kültür içerisinden izler taşır. Bu sayede sürekli olarak yakından ilişkili olduğu toplumsal, kültürel ve sanatsal düzenlere göre kendi içerisinde yeniden şekillenir. İdeolojik bağlamlarıyla “içeriden” ve ayrıca toplumsal ve kuramsal ortamlar aracılığıyla da “dışarıdan” etkilenir. Tiyatro bu sayede sanatsal üretimi, toplumsal etkileşimleri ve anlam yaratma biçimlerini etkiler. Bu yazıda karnavalların, sokak tiyatrosunun ve genel olarak popüler festival etkinliklerinin tarihsel kökenlerini, geçirdikleri değişimleri ve çağdaş tiyatro üzerindeki etkilerini tartışacağız.
Karnaval ve Tiyatronun Doğuşunda Dionysos’un İzleri
Sokak tiyatrosu ve karnavallar, kültürel ve teatral formlar olarak nasıl ortaya çıktı? Bunu açıklamak için çok uzun yıllar öncesine, Antik Yunan’a gitmek gerekir. Antik Yunan mitolojisinde şarap ve bereket tanrısı olarak tanınan Dionysos, hem tanrısal hem de insani bir yön taşıdığı için Yunan mitolojisinde önemli bir yere sahiptir. Dionysos kültü, Antik Yunan'dan günümüze dek insanın akılcılıktan kopuşunu ve irrasyonalitenin kutlanmasını simgeler. Bu kültürün merkezinde ise esrik dans yer alır; çılgınlık anlamına gelen mainestai, kendinden geçerek dans eden kadınları, yani maenadları ifade eder. Dionysos’a adanan Dionysia festivalleri; şarap, eğlence, müzik ve dansların yanı sıra zamanla tiyatro oyunlarının sergilendiği önemli etkinlikler hâline gelir. İlk olarak dini törenleri vurgulayan bu festivaller, zamanla tragedya ve komedya gibi metinlerin oynandığı ve bu türlerin doğmasını sağlayan festivallere dönüşerek tiyatronun kökenini oluşturur. Fakat Dionysos’un kültü, döneminin politik düzenine tehdit olarak görülmüş, krallar tarafından baskılanmaya çalışılmıştır. Buna rağmen, bu kült, maske gibi sembollerle insanın toplumsal kurallar ve normlardan uzaklaşmasını simgeleyen güçlü bir araç hâline gelmiştir. Özellikle zamanla gelişen sokak tiyatroları ve karnavallar, Dionysos’un özgürleştirici ruhunu taşır. Sanatın birleştirici ve dönüştürücü gücüne yaptığı vurgu, onu sadece bir mitolojik figür olarak değil, aynı zamanda tiyatronun evrensel bir sembolü hâline getirmiştir. Zaman geçtikçe, yeni yıla geçiş dönemindeki bu birlik ve beraberliği içeren festivaller ve eğlenceler iç içe geçmiştir. Dionysos şenlikleri, Satürn’ü onurlandırmak için yapılan Roma Saturnalia’sı gibi benzer şenlik temaları şu anki modern yeni yıl kutlamalarının öncüleri olarak görülebilmektedir.
Karanlık mı, Uyanış mı? Orta Çağ Döneminde Tiyatro
Özellikle Orta Çağ döneminde kilisenin tiyatrolara karşı yasaklayıcı tutumu halkı daha çok birleştirmiş ve sonrasında ise kilisenin de tiyatroyu, öğretiler için kullanmasına önayak olmuştur.
‘‘Orta Çağ Dönemi kimi incelemecilere göre Tiyatro Sanatı açısından bir ‘‘Karanlık Çağ’’; kimilerine göre de Antik etkilenmelerin yanı başında, Gotik kültür ile beslenen yeni bir tiyatro anlayışının ‘‘Uyanış Çağı’’ olarak değerlendiriliyor.’’ (1)
Orta Çağ döneminde oyuncular; mizah, eleştiri ve alegori gibi yöntemleri kullanarak tiyatroyu toplumun tüm katmanları için erişebilir hâle getirme girişimlerinde bulunmuşlardır. Bu dönemde yapılan sokak tiyatroları sadece eğlence amaçlı değil çoğu zaman otoriteye meydan okuyan ve yaratıcılığı ortaya çıkaran sosyal yorum araçları hâline de gelmiştir. Otoritenin bu dönemde asi ve başkaldıran tiyatroları engelleme isteğine rağmen toplu gösteriler ve kutlamalar varlığını sürdürmeye devam etmiştir. Daha sonraları iste Mystery oyunlar ve Miracle oyunları gibi dini temalı oyunlar kilise ve toplum arasında ortak bir köprü olmuştur. Bu gösteriler ile özellikle okuma-yazma bilmeyen halka İncil’deki hikâyelerin, dini öğretilerin didaktik ve eğlendirici bir formda açıklanması amaçlanmıştır.
Doğaçlama, Maske ve Mizahın Gücü
‘‘Antik Çağ ile Orta Çağ arasındaki önemli fikir farkı Rönesans’a ışık tutmuştur. Bireye yönelik antik düşünce, Orta Çağ’da, yalnızca Tanrı’ya yönelik olmuş ve birey tüm önemini kaybetmiştir. Rönesans ile birlikte ise birey yine ön plana çıkmış, kişi kendini bulmuştur.’’ (2)
Avrupa Orta Çağ’dan Rönesans'a geçerken kültürel bir uyanış yaşadı ve bu dönemde sanat, tiyatro ve felsefe gibi alanlar yeniden şekillendi. Bu alanlarda yeni formların oluşmasıyla, bir sokak tiyatro biçimi olan Commedia dell’Arte ortaya çıktı. Bu topluluk içerisinde doğaçlama kültürünü barındırarak seyirciyi de oyunun içine dahil ediyordu. Bu sayede Commedia dell’Arte’nin toplumu birleştiren bir yanı da vardı. Açık meydanlarda oynanıyor, fiziksel bir komedi anlayışını da içinde barındırıyordu. Orta Çağ döneminin aksine toplumsal normlarla ve otorite figürleriyle de dalga geçiliyordu. Seyircinin oyunlara dahil olması, gezici topluluğun seyirci yorumlarına karşılık vermesi sayesinde gösteriler, canlı ve dinamik bir şekilde devam ediyordu. Rönesans ile birlikte tiyatro artık katı kurallardan ve dini temalardan koparak bireyleşmeye ve yenilik ideallerine önayak olmuştu. Commedia dell'Arte, dönemin seyircisini ve toplumunu etkilemenin yanı sıra Molière ve Shakespeare gibi büyük sanatçıları da etkileyen önemli tiyatro gruplarından biri oldu. Commedia dell’Arte’nin maske kullanımını ön plana çıkarması sayesinde, oyuncular kişisel kimlerini aşarak, oteritenin mizah yöntemi ile yıkılmasına da olanak sağlamıştır.
‘‘Öyle ki bu tür hem kilisenin baskılarına karşı bir direnç oluşturmuş hem de sarayın elit sanat anlayışına kendini kabul ettirmeyi başarmıştır.’’ (3)
Dünyanın dört bir yanında hâlâ, antik festivallerin ve Rönesans sokak performanslarının ruhu Londra, Paris ve New York gibi büyük şehirlerin görkemli yeni yıl kutlamalarında yaşamaya devam ediyor. Bu etkinliklerin etkisi salt eğlencenin ötesine geçiyor. Champs-Élysées'deki göz kamaştırıcı gösterilerden Londra Southbank'in canlı geçit törenleri ve Times Meydanı'ndaki ikonik performanslara kadar, sokak tiyatrosu kentsel alanları kolektif neşenin sahnelerine dönüştürüyor. Bu kolektif deneyim, tıpkı Dionysos eğlenceleri, Orta Çağ oyunları ve Rönesans sokak tiyatrosu zamanında olduğu gibi, sanatın insanları bir araya getirme gücünü hatırlatarak sosyal bağları güçlendiriyor. Özellikle Noel ve yeni yıl zamanları sokak tiyatrosunun toplumu birleştiren ruhu daha da derinden hissedilmektedir.
Şimdi ise karnavallar ve şenlikler yüzyıllar boyunca geçirdikleri adaptasyonlarla daha yaratıcı ve eğlenceli şekilde gelişerek yaşamaya devam ediyor.
Dipnot
(1) Prof. Dr. Murat Tuncay, Ortaçağ Tiyatrosu ve İki Oyun, Mitos Boyut, Tiyatro Kültür Dizisi 125.
(2) Pelin Yıldız, Sahne ve Seyirci Etkileşiminin Tarihsel Gelişiminde Göstergebilimsel Açıdan Bir Analiz, DergiPark.
İbrahim Güngör, Günümüz Oyunculuk Teknikleri Bağlamında Commedia Dell’Arte ve Carlo Gozzi’ye Yeniden Bakmak, Dokuz Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Enstitüsü Sahne Sanatları Anabilim Dalı Yüksek Lisan Tezi, 2013.