1 Comment
Sep 11·edited Sep 11Liked by Selma Köksal, Taha Altınkaya

Küfeci Şahap'ın monoloğu hâlinde süregelen oyunda izleyicisiyle muhabbet eder tavrı(hatta yer yer cidden rastgele birilerine sorduğu sorularla) sizi oyunda tutuyordu. Öyle ya biri size bir şey anlatırken dinlememeniz mümkün müdür? :) İşte her gece küfesinde mahallesindeki sarhoşları evlerine taşıyan bu adam, nice insanların sırlarına sırdaş olmuş bir bilseniz!

Ortaokuldayken bir monolog oynamıştım: "Dedikoduyu hiç sevmem!.." diye başlıyordu ve tüm sınıfın dedikodusunu yapıyordu karakterim. Onu anımsadım bu oyunu izlediğim gece. Sahnede eski bir dostumu görmüş gibiydim. Yıllar önceki kendimi. İşte Şahap da benim sınıfın dedikodusunu yaptığım gibi tüm mahallelinin hayatını döktü o gece bize.

-SPOILER-

Sonra okuma yazma bile bilmeyen bir adamın sırf resimlerini beğendiği için taşıdığı bir kitabın yasaklı kitap çıkması sonucu sorgusuz sualsiz 8 ay hapse düşmesine tanık olduk. Hayalindeki resmi, koğuştaki yetenekli bir arkadaşının çizmesine ve onu ranzanın demirlerine sıkıştırıp her gece izlemesine de...

Oyuncunun ani ruh geçişleri o kadar hızlı ve iyiydi ki: kendinizi kahkaha atarken yalnızca birkaç saniye sonra içinize bir öküz oturmuş şekilde bulabilirsiniz. İstediği anda geğirebiliyor, ağlayabiliyor, duygulanabiliyor... Oyunculuk işte bu olsa gerek diye hayranlıkla izliyorsunuz performansını! 👏

Yer yer acaba şive komedisine mi geçiyor diye düşünmenize olabildiğince fırsat vermeden "babasını lafları"na telmihlerde buluna buluna, gündelik belki de anneannenizden duyduğunuz bir lafı akışta öyle dan diye kullanıyor ki... Fırsat bulursanız bu küfeciye kulak vermenizi tavsiye ederim. ✨️

Expand full comment