Esra Erkut’la Trabzon yıllarından müzik eğitimine; “oyuncunun can simidi” diye tabir ettiği suflözün ön hazırlık sürecinden oyuncuyla bütünleşmesine dair tiyatro paydasında hoş bir sohbet gerçekleştirdik. Sohbetimizde sorduğumuz sorular şunlardı:
- Şüphesiz ki tiyatro kolektif bir emeğin yansıması ve sahnenin fısıldayan oyuncusu suflöz de o bütünün bir parçası, peki siz yaptığınız işi nasıl tanımlarsınız?
- Sahne düzeninde dekora göre yerinizi aldığınızı biliyorum peki, oyun boyunca tek bir noktadan her bir oyuncuyu izlerken metni takip etmek, doğru anda doğru ses tonuyla o oyuncuya yetişebilmek ve bunu seyirciye belli etmemek, tüm bu meziyetler nasıl bir ön hazırlık gerektiriyor?
- Yaklaşık 20 yıldır pek çok replik çalıştınız, çalıştırdınız, hepsinin yeri ayrıdır elbet ama özellikle kalabalık kadrolu oyunlardan, mesela yakın geçmişin en başarılı işlerinden Cyrano de Bergerac’tan söz edecek olursak o yoğun ritme uyum sağlamayı nasıl başarıyorsunuz; Cyrano özelinde yine o şiirsel dil suflözün işini kolaylaştırmış mıdır acaba merak ediyorum?
- Sahne önünde ve sahne arkasında aktif rol alan iki tiyatro insanını düşündüğümüzde -tam bu noktada eşiniz değerli oyuncu Ahmet Erkut’a da sevgilerimizi iletelim- sizin sanatsal iletişiminiz birbirinize ayna tutma imkânı yaratıyor mu? (eleştiri ve/veya empati duygusu burada kastettiğim)
- Trabzon’da doğup büyüdünüz, Ankara’da yıllarca yaşadınız, şimdilerde İstanbul’dasınız; peki bu şehirler için tiyatronun anlamını nasıl ifade edersiniz?
Keyifli sohbeti için Esra Erkut’a teşekkür ederiz.
Bu yayını oluşturabilmemiz için fongogo aracılığıyla DDX:S2E5 Esra Erkut yayınına 1 dakikalık sponsor olan; Simin Şay, Fethullah Dalgıç ve Kutlu Acun’a teşekkür ediyoruz. ❤️
21 Kasım 2020 | tiyatro.co