DD:S6E7 Ebru Nil Aydın, Sahnede Keşfedilme Heyecanı, “Hayat Görüşü Kazandıran” Tiyatro

Ebru Nil Aydın’la Uludağ Üniversitesi’nde Resim Eğitimi alırken başladığı tiyatro yolculuğunun nasıl profesyonelliğe evrildiğinden başlayarak Diyarbakır’da bölge tiyatrosunda çalıştıktan yıllar sonra kadın yazarlar-kadın yönetmenler projesi kapsamında yine Diyarbakır’da sahneye koyduğu ‘Gül’e Ağıt’ oyununa; Ankara DT bünyesinde dönemin oldukça ses getiren oyunu ‘Geyikler ve Lanetler’e ve can verdiği daha pek çok eşsiz karakterden ekip bilincinin önemine dair çok keyifli bir söyleşi gerçekleştirdik.

Ebru Nil Aydın’a yönelttiğimiz sorular şunlardı:

  1. 1990 yılında Hacettepe Üniversitesi Devlet Konservatuvarı’ndan mezun oldunuz; fakat öncesinde Uludağ Üniversitesi’nde resim eğitimi almışsınız; bu dönüm noktasının arkasındaki motivasyonu konuşarak başlayalım isterseniz.
  2. Diyarbakır Devlet Tiyatrosu’nda ilk göreve başladığınız yılları hatırlatarak o zamanki ilk oyunculuk heyecanınızdan yıllar sonra yine Diyarbakır’da görev yapan genç meslektaşlarınızla sahneye koyduğunuz Gül’e Ağıt oyunundan yola çıkarak bölge tiyatrosunun sizin için önemine dair de konuşalım isterim.
  3. Yıllar evvel Ankara turnesinde benim de izleme şansına eriştiğim Gül’e Ağıt gerek hikâyesiyle gerek kanıksatılmaya çalışılan acı gerçeklerin bir kez daha dile gelmesiyle ve tüm ekibin üstün performansıyla izleyicilerde oldukça derin bir iz bırakmıştı; peki bu başarının arka perdesini sorsam; yönetmen olarak masa başı çalışma sürecinizden prömiyer gününe kadarki süreçte önem verdiğiniz noktalar nelerdi?
  4. Ankara seyircisinin son dönemlerde sizi izlediği işlerden Joko’nın Doğum Günü -ki çok başarılı bir ekip ürünüydü ve maalesef tadı damağımızda kaldı- ve Gidion’un Düğümü; ikisi de zor karakterlerdi ve hissettirdikleriyle de seyircide karşılık buldu. Bu noktadan yola çıkarak sizin karakter tercihlerinizde kıstaslarınız var mıdır diye sorsam; genel olarak zoru seviyorsunuz diyebilir miyiz sahne üstünde?
  5. 1998-1999 sezonuna gitsek ve Ankara DT bünyesinde sahnelenen Murathan Mungan’ın eşsiz kaleminden çıkan ve muazzam bir ekiple seyirciyle buluşan -şimdilerde sadece arşiv kayıtlarına erişebildiğimiz ve doğrusu o zamanki Ankara seyircisine epey imrendiğimiz- Geyikler ve Lanetler’i hatırlatsak neler söylersiniz o zamanlarda tiyatronun sizde hissettirdiklerine dair?
  6. On yıllardır sahne deneyimi olan bir tiyatro kişisi olarak Ankara seyircisi özelinde seyircideki yıllar içindeki değişimi/dönüşümü nasıl yorumlarsınız merak ediyorum.
  7. Sahnedeki başarılarınızın yanı sıra kamera önünde de yıllardır pek çok projede yer aldınız/almaktasınız; peki size hissettirdikleri açısından, ulaştığı seyirci kitlesi açısından ve mesleki tatmin açısından her iki kulvarı da nasıl değerlendirirsiniz?
  8. Bizim yayın adımız da olan dördüncü duvar kavramına sizin bakış açınız nedir acaba?

Kendisine bu hoş sohbet için çok teşekkür ederiz.

07 Aralık 2023 | tiyatro.co