Hareketi Yakalamak: Röportaj Mehmet İzdeş ve Ali Ulvi Baycan

Bugünlerde bir araya gelebilmek oldukça zor olsa da tiyatronun birleştirici bir gücü olduğuna inanıyoruz. Tiyatro ve ona emek verenlerin hikâyeleri hiç bitmesin… Ankara Fotoğraf Sanatçıları Derneği’nin (AFSAD) Yönetim Kurulu üyeleri ve fotoğraf sanatçıları olan değerli Mehmet İzdeş ve Ali Ulvi Baycan’la sahne/tiyatro fotoğrafçılığı özelinde yaptığımız keyifli röportajımız sizlerle.

Öncelikle sizleri biraz tanıyabilir miyim? Fotoğrafla olan yolculuğunuz nasıl başladı?

İzdeş: 1973’te Ulus’tan alınan Zenit E fotoğraf makinesi ve Ankara Atatürk Anadolu Lisesi ortaokul yıllarında yatılı arkadaşlarla birlikte kurulan karanlık oda, siyah beyaz foto çekim ve baskıları, fotoğraf yolculuğumun başlangıcı oldu.

Baycan: Babamın 1963’te ABD’den getirdiği Anscomark SLR makine ile tam olarak ne zaman başladım hatırlamıyorum, ama 70’lerin ilk yarısında fotoğraf çekiyordum.

İlk ekipmanlarınız nelerdi? Şimdi hangi ekipmanları kullanıyorsunuz?

İzdeş: 1973’te Zenit-E ile başlayan fotoğraf ilgim değişik dönemlerde farklı ekipmanlarla devam etti. Bu dönemde Nikon Z6 yanında, Nikon D600 makine ve lens olarak Nikkor 135  f2, Nikkor 80-400 f4.5-5.6 , Samyang 85mm f1.4, Tamron 24-70 f2.8, Nikon 20 mm f2 ve Nikon 50 mm f1.8.

Baycan: Zenith TTL, Nikon F501 analog makinelerim oldu. Şimdi Z6 için 24-70 f4, 85mm f1.8, ve Tamron 70-300, önceden kullandığım Nikon D3100 ile 18-55, 55-200 ve 35mm lenslerim var. Bugünlerde her ikimizde de Nikon Z6 aynasız fotoğraf makineleri var.

Tiyatro özelinde sahne fotoğrafçılığının ayırt edici özellikleri nelerdir?

İzdeş: Sahnede olan bir performansı çekerken başka bir konu ile konsantrasyonun bozulmaması gerekiyor. Vizörden bakarak takip ettiğiniz hareketi halen görebiliyorsanız “O sahne fotoğraflanmadan geçmiş!” demektir. Gösteri sürdüğü için bir daha aynı sahneyi yakalayamazsınız. Biraz sonra gelecek olan sahneyi de hissetmek gerekiyor.

Yeni’den Dokunan Hayatlar

Çekim öncesinde nasıl bir çalışma yapıyorsunuz?

İzdeş: Öncelikle -tiyatro açısından bakacak olursak- oyun oynanacak yerin durumunu inceliyoruz. Kendimize seyirciyi ve oyuncuları rahatsız etmeyecek konumları belirlemeye çalışıyoruz. Hangi lenslerin daha uygun olacağına karar veriyoruz.

Baycan: Genelde oyunun başlamasından bir saat kadar önce salona gidiyoruz.

Provalarda bulunuyor musunuz? Ekiple iletişim kuruyor musunuz?

İzdeş: “Ekip” kavramını açmak lazım. Tiyatro oyununu sahneleyeceklerse ve daha önceden bir tanışıklık varsa bu iletişim zaten var demektir. Eğer bir şans bulabilirsek oyunun yönetmeni ile sahne düzeni konusunda görüşmeye çalışıyoruz. Tiyatro festivalleri bazında konuşursak oyunu önce veya sonra bir daha fotoğraflamak gibi bir şansınız yok.

Baycan: Şu ana kadar ancak 1 – 2 defa prova çekimlerini gerçekleştirebildik. Daha sonra diyalog kurulan tiyatro toplulukları ile bazı oyunlarında oyun öncesi çalışmaları, kulis hazırlıklarını çekmeye çalışıyoruz.

Fotoğraflarınızda oyunun hikâyesi ne derece önemli? Teksti okuyor musunuz?

İzdeş: Bugüne kadar teksti hiç görmedik desek yeridir. Bir oyunda böyle bir çalışmanın olması gerektiği konusunda oyunun yönetmeni ile bir fikir birliğine vardık.

Baycan: Gittiğimiz oyunun konusu, bizim nasıl sahnelerle karşılaşacağımıza dair ipuçları verdiğinden dolayı artık önceden bulup okumaya çalışıyoruz.

Fotoğrafta ışığın önemi malum ancak işin içine sahne ışıklandırması girince neler oluyor? Nelere dikkat etmeniz gerekiyor?

İzdeş: Işığın yeterli düzeyde fotoğraflanmasına…

Baycan: Bazı oyunlarda aynı sahnede -yanlışlıkla da olsa- bir oyuncu spot ışık altında kalırken, bir başkası yeterince ışık olmayan bir yerde durabiliyor. Bu durumda nasıl bir fotoğraf çekmek istediğimize çok hızlı karar vermemiz gerekiyor ve bu duruma göre çekim ayarlarımızı değiştiriyoruz.

Bernarda Alba’nın Evi

Türkiye’de ve yurt dışında sahne fotoğrafçılığının durumunu nasıl gözlemliyorsunuz? Estetik açısından fark var mı?

İzdeş: Çok büyük fark görmüyoruz. Ancak sahne düzenlemesi, dekor, ışık gibi maddiyata dayanan konular görselliği etkiliyor. Türkiye içinde bile bu fark edilebilen bir konu.

Baycan: “Estetik” kavramı güzel olanı aramak, duyumsamak şeklinde açıklanır. Bazen duygu ve zevk yargıları olarak adlandırılır. Sonuçta herkesin duyguları ve zevkleri farklıdır. Estetik kişiye ve kültürlere göre değişebilen bir bakış açısı. Benim beğendiğim, hoşuma giden bir şey başkasına aynı hissi vermeyebilir. Zevkler ve renkler… diye devam eden bir söz de bu açıdan farklılıkları, başka bakış açılarını görmemizi sağlar.

Bugüne kadar çekerken sizi en heyecanlandıran etkinlik hangisi oldu?

İzdeş & Baycan: Hepsi…

Fotoğrafladığınız kişilerden ne gibi yorumlar geliyor? Çalıştığınız kişilerden yaptığınız iş için bir yönlendirme oluyor mu?

İzdeş: Geri dönüş yapanlardan, neredeyse %100 diyebileceğimiz bir oranda, hep olumlu yorumlar alıyoruz. Bugüne kadar hiçbir yönlendirme durumuyla karşılaşmadık. Hatta bazı oyunlarda/gösterilerde ışık ve sahne düzeni konusunda bizim önerilerimizin dikkate alındığını belirtmek isteriz.

Uzun yıllardır sektörde bulunan iki insan olarak büyük bir arşiviniz olduğunu biliyorum. Analog dönemle dijital dönemi kıyaslamanızı istesem neler söylemek istersiniz?

İzdeş: Analog dönemde elinizde bulunan “makara film” sayısı kadar çekebiliyordunuz ve ne çektiğinizi ancak film banyo ve tab edildiğinde görebiliyordunuz.Baycan: Dijital makinelerle çekebileceğiniz fotoğraf sayısı elinizdeki hafıza kartının kapasitesi kadar ve çektiğiniz kareleri anında görebilmek büyük bir şans.

Vizörden bakarak takip ettiğiniz hareketi halen görebiliyorsanız “O sahne fotoğraflanmadan geçmiş!” demektir.

Mehmet İzdeş ve Ali Ulvi Baycan ortaklığından bahsedelim istiyorum biraz da. Nasıl bir araya geldiniz? Kaç yıldır birlikte çalışıyorsunuz?

İzdeş: Üniversitede aynı bölümde okuduğumuz için zaman zaman bir araya geliyorduk. Bu görüşmelerin birinde bir ortak fotoğraf projesi kapsamında birlikte çalışmaya başladık. Dört yılı aşkın bir süredir beraber çalışıyoruz.

Fotoğrafların üzerinde ne kadar süre çalışıyorsunuz? Doğru kareleri nasıl seçiyorsunuz? Birlikte çalışmanın avantaj ve dezavantajları neler sizce?

İzdeş: Biz dezavantajını görmedik, tam tersine çok büyük avantaj kazanıyoruz. Daha önce de belirttiğimiz gibi, oyun için salonda planlama yaptığımızdan çekim açısını olabildiğince çoğaltabiliyoruz. Tek bir görüş açısına kısılıp kalmıyoruz.

Baycan: Dans, tiyatro, bale, konser, flamenko ne olursa olsun bir gösterinin arkasından etkinliğin görsellerinin paylaşılması açısından “birkaç saat içinde” en azından 25-30 fotoğrafı ilgili yerlere ilet(ebil)iyoruz. Daha sonra biraz daha detaylı inceleyerek ilk etapta gözden kaçan, etkileyici olan kareleri ortaya çıkarıyoruz.

Hareketi sabitlemek” sizin için ne anlama geliyor?

Baycan: Tiyatroda eğer bir yüz ifadesini yakalamışsanız “çok güzel”, ama bir konser, dans, bale gibi başka sahne sanatlarında hareketi de göstermek için fotoğraf deyimiyle “uzun pozlama” ile hareketi dondurmamak da güzel bir etki yaratıyor. Aynı etkiyi bir tiyatro oyununda da kullanabilirsiniz.

Sahne gerçekten çok büyülü bir ortam ve oyuncuların her performansı aynı olmayabiliyor. Bu durumda nasıl bir yol izliyorsunuz?

Mehmet İzdeş: Biz oyun yönetmeni veya tiyatro eleştirmeni değiliz. Oyuncunun performansını değerlendiremeyiz.

Sahne enerjisinden en çok etkilendiğiniz ve en iyi kareleri yakaladığınızı düşündüğünüz isim kimdi?

İzdeş&Baycan: Hepsi…

13. Ethos Ankara Tiyatro Festivali (International Theatre Festival) 4-19 Nisan 2019 “Tara – Tachar / Iran”

Peki, sizce yakaladığınız kareler o anki ruh hâlinizi yansıtıyor mu?

İzdeş: İşimizi profesyonelce yapmaya çalışıyoruz. O anki ruh hâlimiz fotoğrafları olumsuz etkilemiyor hatta iyi bir kare çektiğimizde daha da keyif aldığımızı belirtebiliriz.

Sahne fotoğrafçılığı özelinde yaptığınız bir sergi oldu mu? Biraz bahseder misiniz?

İzdeş: Birlikte verdiğimiz Afsad Sahne Sanatları Fotoğraf Atölyesi katılımcıları ile birkaç yerde sergilenen ve “fiziki fotoğraflardan” oluşan bir sergimiz var. Sadece bize ait fotoğraflardan oluşan bir sanal sergimiz var. (http://x-hall.ada.net.tr/TR,2096/ali-ulvi-baycan-mehmet-izdes.html)

Baycan: Instagram’da 2015 yılından beri çektiğimiz sahne fotoğraflarından örneklerin bulunduğu ig_stage adında ortak bir sayfamız da bulunmakta.

Fotoğraf alanında benim de severek takip ettiğim çok değerli iki isimsiniz. Takip ettiğiniz veya ilham aldığınız fotoğrafçılar kimler? Sahne fotoğrafçılığına yeni başlayanlar için neler söylemek istersiniz?

İzdeş: Sokak, doğa, belgesel, makro, portre, yemek, doğum, sahne… Çok değerli fotoğrafçılar var, isim isim ayırmak çok zor.

Baycan: Yeni başlayanlara sadece sahne fotoğrafçısı olarak kısıtlamadan önerimiz fotoğraf makinelerini iyi tanısınlar. Çekebilecekleri fotoğraflar için makinenin sınırlarını bilmeleri gerekiyor.

Güzel sohbetleri ve sorularımızı içtenlikle yanıtladıkları için Mehmet İzdeş ve Ali Ulvi Baycan’a çok teşekkür ederiz.