Oyun Yazarları Serisi: Alecky Blythe

National Tiyatro, YouTube hesabında yayımladığı oyun yazarları serisinde Simon Stephens, In-Sook Chappel, Evan Placey, Alecky Blythe, Tanya Ronder, Suhayla El-Bushra, Ryan Craig, Lucy Kirkwood, Inua Ellams ve Dawn King gibi isimlerle yaptığı röportajlarda bu yazarların kendi yazma süreçleriyle ilgili yaklaşımlarını tiyatroseverlere sunuyor. Oyun yazmak niyetinde olan, hâlihazırda yazan ama çıkmazda olan ya da oyun yazmaya dair buna benzer birçok şeyi yaşamakta olan yazarlara faydalı olması dileğiyle.

Serinin bu son yazısı Alecky Blythe’ın oyun yazma ve sahneleme sürecine odaklanıyor.

Alecky Blythe

Ben Belgesel Tiyatro* yapan ve yazan bir oyun yazarıyım. Yazma sürecim sanırım iki aşamadan oluşuyor. İlk aşamada, kayıt cihazını alıp ses kaydı topluyorum. Çünkü bütün eserlerimi gerçek hayattaki konuşmalardan oluşturuyorum. Sonrasında ise çoğunlukla yaptığım şey; oturup, bu konuşmaları dinlemek ve düzenlemek oluyor. Devamında topladığım ses kayıtlarını işlemeye başlarım. Bu kayıtlarda insanların söylediklerini dikkatli bir şekilde dinlerim ve sadece söylediği şeyleri değil, aynı zamanda onu nasıl söylediklerini de kopyalarım. Aksanlarını, tonlamalarını, öksürme ve kekelemelerini de kopyalarım.

Şimdiye dek tiyatroda kendime şiar edindiğim oyun yazma tarzı, ses kayıt cihazıma kaydettiğim bu kelimelerden ve cümlelerden oluşuyor ki bunlar da gerçek hayatta insanlar tarafından söylenmiş sözler. Bu durum benim için sadece karakterleri kaydetmek anlamına gelmiyor, aynı zamanda bir hikâye de olması gerekiyor. Dışarısı da öyle bir hikâye hazinesi ki elinizde bir diktafon olduğunda insanlara bir nevi bir alan yaratmış oluyorsunuz ve bu esnada da insanların kendilerini size ne kadar da çok açtıklarını görmek inanılmaz bir duygu oluyor. Bu durum insanlara bir nevi kendi hayatlarında yaşadıklarını anlama imkânı sağlıyor. Bunun haricinde, bu ses kayıtlarının çıktısını aldıktan sonra bir yönetmene gidip “Bakın bu konuyla ilgili bir oyun sahnelemek istiyorum.” demek de yeterli değildir. Sahneye koymayı istediğim şeyin potansiyeli olup olmadığını, hikâyeyi anlatmama yardımcı olacak ve hikâye boyunca onlara tutunmamı sağlayacak güçlü karakterlerin olup olmadığını anlayabilmek için yapılması gereken çok şey var.

Gerçeği ifade etme noktası ile röportaj yaptığınız kişiyle olan ilişkinizi şakaya alamazsınız. Bu durum, gerçek hayattaki karakterlerinizle güvenli bir ilişki inşa edip onlarla muhabbeti devam ettirmekle ilgili. Zaman geçirmek mesela. Ama tabii ki gidip bir saat geçirmekten bahsetmiyorum. Ben komple bir gün geçirmeye çalışıyorum. Böyle olunca da sıradan bir röportajdan ziyade oyununuzun sahnelerini de yakalıyorsunuz.

En iyi materyalim sanırım bir şeyin olduğu tam da o anı yakalamak. Çünkü böyle olunca insanları, sahnenin o duygusal harareti içinde yakalayabiliyorsunuz. Diğer türlüsü şöyle bir şey olurdu: A: “Ya, evet geçen hafta felaketti. Çok kötü bir gün geçirmiştik, değil mi ya? B: Fakat şimdi her şey yolunda ve burada oturmuş çikolata yiyoruz.” Ama bir güçlükle karşılaştığınızda ve üzerinizde baskı da olduğunda farklı bir durum söz konusu oluyor. Böyle olduğunda da bu insanların farklı davrandıklarına ve kişiliklerinin farklı bir tarafına tanıklık edebiliyorsunuz. Bu da duruma renk, hareket ve doku veren şey oluyor. Bu önemli anları yakalayabilmeye olabildiği kadar dikkat ediyorum. Fakat bu her zaman mümkün olmuyor.

Diyalogları oluşturmak, oturup ses kayıtlarının düzenlemesini yapınca ancak olabiliyor. Yani, ses kayıtlarını derleyip bir sıraya koyarak oluyor ya da “Aa! Tamam, şimdi oldu. Şimdi yerine oturdu.” diyebildikten sonra durabilirsiniz. Diyalog için ses kayıtlarını alırken o kadar çok materyal oluyor ki elinizde, hâliyle oldukça hassas davranabiliyorsunuz. Ancak kesip biçme işlerini yaptıktan sonra bir nevi kontrolü elinize alıp kendi nişanenizi koyabiliyorsunuz.

* Belgesel Tiyatro (Verbatim Theatre): “Belgeler yoluyla gerçeklerin sorgulanması.” Hayatta yaşanan gerçek durumlardan, kişilerin o konulara dair belirtmiş olduğu gerçek ifadelerden, tanıklıklardan, röportajlardan vb. kaynaklardan oluşan diğer adıyla da Belgesel ya da Röportaj Tiyatrosu olarak bilinir.

Kaynak: Doç. Dr. Fakiye Özsoysal – Belgesel Tiyatro Nedir?

Fotoğraf:

Alecky Blythe:

https://www.digitaltheatreplus.com/education/collections/talking-about-plays/talking-about-plays-london-road-an-interview-with-alecky

Çevirmen: Engin Sefer Dülger